Parbat Dağının Esrarı, Gültan Dayıoğlu'nun kaleminden çıkan, macera ve gizem türünde bir gençlik romanıdır. Kitap, adını aldığı Parbat Dağı'nda geçen olayları konu alır ve okuyucuyu soluksuz bir maceraya sürükler. Romanın ana teması, doğa sevgisi, dostluk, cesaret ve bilinmeyene duyulan merak üzerine kuruludur. Hikaye, bir grup gencin, Parbat Dağı'nda meydana gelen gizemli olayları çözmek için bir araya gelmesiyle başlar. Bu gençler, dağın eteklerinde kaybolan bir arkeologun sırrını aydınlatmaya çalışırken, aynı zamanda doğa ile iç içe bir yaşam sürerler. Kitap, okuyuculara hem heyecan dolu bir macera sunar hem de doğayı koruma ve çevre bilinci gibi önemli mesajlar verir.

Romanın detaylarına inildiğinde, Parbat Dağı'nın gizemli atmosferi ve dağın eteklerindeki çeşitli canlıların varlığı, hikayeye ayrı bir renk katar. Genç kahramanlar, zorlu doğa koşullarında hayatta kalma mücadelesi verirken, aynı zamanda birbirlerine destek olmayı ve birlikte hareket etmeyi öğrenirler. Kitapta, karakterlerin kişisel gelişimleri ve dostluk bağları da ön plana çıkarılır. Kahramanlar, karşılaştıkları zorluklar karşısında cesaretlerini korurken, aynı zamanda kendi içlerindeki güçleri keşfederler.

Kitabın teması, sadece bir macera hikayesi olmanın ötesine geçer. Yazar, doğanın güzelliğini ve korunması gereken değerlerini vurgulayarak, okuyuculara çevre bilinci kazandırmayı amaçlar. Aynı zamanda, farklı kültürlere ve inançlara saygı duymanın önemini de işler. Parbat Dağının Esrarı, genç okuyuculara, dünyayı keşfetme, farklılıklara saygı duyma ve hayata karşı meraklı olma gibi değerleri aşılar.

Kitabın hedef okur kitlesi, genellikle 10-16 yaş aralığındaki genç okuyuculardır. Ancak, macera, gizem ve doğa temalarını seven her yaştan okuyucuya hitap edebilir. Kitap, sürükleyici anlatımı, merak uyandıran konusu ve karakterlerin samimiyeti sayesinde okuyucuyu kolayca içine çeker.

Gültan Dayıoğlu'nun diğer eserleri ile karşılaştırıldığında, Parbat Dağının Esrarı, yazarın gençlik edebiyatına kazandırdığı önemli bir eser olarak öne çıkar. Yazarın diğer kitapları gibi, bu kitap da gençlerin dünyasına dokunan, onları düşündüren ve eğlendiren bir yapıya sahiptir. Yazarın diğer eserleri arasında, 'Fadiş', 'Geri Dönüş Yok', 'Sürgündeki Çocuk' gibi önemli romanlar yer alır. Bu kitaplar da, gençlerin hayatına dokunan, onlara farklı dünyaların kapılarını aralayan ve okuma alışkanlığı kazandıran eserlerdir. Parbat Dağının Esrarı, yazarın diğer kitapları gibi, gençlerin hayatına değer katan, onları geliştiren ve onlara unutulmaz anılar bırakan bir eserdir.

Gülten Dayıoğlu, Türk çocuk ve gençlik edebiyatının önemli isimlerinden biridir. 1931 yılında Kütahya'da doğan Dayıoğlu, öğretmenlik ve gazetecilik gibi farklı mesleklerde çalıştıktan sonra kendini tamamen yazmaya adadı. Çocukların dünyasına duyduğu ilgi ve onların hayal güçlerini besleme arzusu, onu edebiyat dünyasına yönelten en önemli etkenlerden biri oldu. Yazarlık kariyeri boyunca, çocukların ve gençlerin dünyasına dokunan, onların duygularına tercüman olan birçok eser kaleme aldı.

Gülten Dayıoğlu'nun yazım üslubu, sade, akıcı ve anlaşılırdır. Genç okuyucuların kolayca anlayabileceği bir dil kullanır. Hikayelerini, gençlerin dünyasından ve onların yaşadığı sorunlardan besler. Aynı zamanda, macera, gizem, dostluk ve doğa sevgisi gibi evrensel temaları işler. Karakterlerini, genç okuyucuların kendilerini özdeşleştirebileceği, samimi ve gerçekçi figürler olarak kurgular.

Gülten Dayıoğlu'nun en önemli eserleri arasında, 'Fadiş', 'Geri Dönüş Yok', 'Sürgündeki Çocuk', 'Moğolların Esrarı', 'Parbat Dağının Esrarı' ve 'Yusufçuk' gibi romanlar yer alır. Bu eserler, farklı kültürleri, coğrafyaları ve yaşam biçimlerini konu alarak, genç okuyucuların ufkunu genişletir. Aynı zamanda, çocuklara ve gençlere, farklılıklara saygı duymayı, çevre bilincini ve insan sevgisini aşılar.

Gülten Dayıoğlu, eserleriyle birçok ödüle layık görülmüştür. Türkiye'de ve uluslararası alanda birçok ödül kazanan Dayıoğlu, çocuk edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı saygın bir yere sahiptir. Eserleri, farklı dillere çevrilerek dünya çapında milyonlarca okuyucuya ulaşmıştır.

Gülten Dayıoğlu'nun yaşadığı dönem, Türkiye'de çocuk edebiyatının gelişmeye başladığı bir dönemdir. O dönemde, çocuklara yönelik yayınların sayısı artmış ve çocuk edebiyatı, önemli bir edebi tür olarak kabul görmeye başlamıştır. Dayıoğlu, bu dönemde, çocuk edebiyatının gelişimine önemli katkılarda bulunmuş ve genç okuyuculara unutulmaz eserler kazandırmıştır. Yazar, eserleriyle, çocukların hayal güçlerini beslemiş, onlara farklı dünyaların kapılarını aralamış ve okuma alışkanlığı kazandırmıştır. Gülten Dayıoğlu, Türk çocuk ve gençlik edebiyatına yaptığı katkılarla, gelecek nesiller için önemli bir miras bırakmıştır.